Bir süredir buralarda yokum.. İstanbulda annemlerin yanındaydım.. Ordayken bloglardan epey uzak kaldım.. Evde internet olmadığı için pek bakma fırsatım olmadı.. Perşembe gününden beri de evle ilgiil işlerle uğraştığım için pc başına geçmeye ancak vakit buldum.. Bu arada bloğuma dahil olan izleyicileri görünce çok mutlu oldum.. Fırsat buldukça ben de kendilerini ve birçok yeni bloğu keşfe çıkmayı düşünüyorum..:)
Gelelim bizim minikle olan uçak yolculuğumuza... Son gelişimizle beraber oğlumla yaptığım 4. uçak yolculuğu oldu.. Ama bu sonuncusu bana uzun bir süre yeter diye düşünüyorum.. Hatta bir dahaki İstanbul gidişi için eşimi arabayla gitmeye ikna etme çalışmalarım bile başladı.. Oysaki 3 yıldır belki 25-30 kez İstanbula gidip geldiğim halde asla karayolunu kullanmayı düşünmemiştim.. Düşünün artık nasıl bir yolculuk yaptım.. Bebekle onca yolu gitmeyi göze alabiliyorum..:) Uçağımız Perşembe 15.30daydı.. Ben annem veya kayınvalidem yanımda olmadan minikle ilk kez yolculuk yapacağım için zaten biraz stresliydim. Zira İstanbula gidişte de son 40 dakikakayı ağlaya zırlaya etraftakilerin offf puff sesleri arasında geçirdiğimiz için gözüm epey korkuyordu.. En büyük korkum da uçağın rötar yapmasıydı.. Havaalanına gidince uçağın 20 dak. gecikmeli olduğu anonsu yapılınca şükür dedim kısa bir süre kolay geçer inşallah.., Dedikleri gibi de az bir gecikmeyle uçağa almaya başladılar.. Zaten miniğin de feryatları burda başladı.. Uçağın merdivenlerinden kalabalığı yararak çıkmaya çalışırken ciyak ciyak bağrıyordu..:( Sonrasında koltuğumuza oturduk ağlamalar hala ve dozunu arttıtırarak devam ediyor.. Kemerlerimizi de bağlattılar doğru dürüst hareket edemiyoruz.. Sonra baktım duracak gibi değil kemeri çözüp emzirmeyi denedim ama nafile.. Ne yapsam sakinleşmiyor.. İkimizde kan ter içinde kaldık.. Bu arada pilot 45 dk kadar sonra kalkacağımızı anons etti.. Dedim şimdi yandık... Ben 1 saat 45 dakika nasıl geçecek diye düşünürken ilave bir 45 dakika daha.. Neyse miniği kaptığım gibi en öndeki koltuklara geçtim.. Şükür sağlı sollu ön taraflar hep boştu.. Burda daha rahat hareket edebildiğimiz için emzirmek de daha kolay oldu ve minik de uykuya daldı. Uçak kalktı kalkacak derken bir 45- 50 dak. daha gecikme olduğunu anons ettiler.. Atatürk Havalimanında 2 pistte çalışma olduğu için iniş ve kalkışlar tek 1 pistten yapılıyormuş bu sebeple feci bir yoğunluk oluşmuş.. Velhasıl uçak 18.00 gibi kalktı.. Tabi minik daha kalkmadan uyanmıştı.. Çok şükür karnı doyduğu ve biraz uykusunu aldığı için bundan sonra hafif mızıklanmalarla atlattık.. Uçak yolculuğundan sonra evimize ulaşmak için 1.5 saat kadar da arabayla gitmemiz gerektiği için eve geldiğimizde pilim bitmişti.. Uzun bir süre yorgunluğumu atamadım.. İnşallah bundan sonra eşim yanımda olmadan yolculuk yapmak zorunda kalmam.. Yine de buna şükür tabiki.. Rabbim büyük sıkıntılardan korusun hepimizi..
Sevgi ve dua ile..