İstanbul gibi sosyal imkanları sonsuz olan bir şehirden küçük bir yere gelince insan bu konuda çok boşluk hissediyor.. En yakın sinema, tiyatronun 1-1,5 saat mesafe uzaklıkta olması sizi ister istemez birşeylerden alıkoyuyor. Evlendiğimden beri -gerçi sinemada pek yaşamadım merak ettiğim filmleri hep gidip gördüm ama- tiyatro açısnıdan epey bir boşluk yaşadım. 2 gün önce ilçemize gelen "Dünya Sahnesi" ekibi oyunculuklarıyla ve oyunlarıyla gerçekten uzuun zamandır hissedemediğim duyguları bana hissettirdi. Her ne kadar salonun fiziki şartları normal tiyatro salonları gibi olmasa da "buna şükür" deyip izledik oyunu bir solukta.. Konusunu siteden aldığım -afişin üzerinde de yazan- alıntıyla aktarmak istiyorum. Fırsat bulanların mutlaka izlemesini tavsiye ediyorum..
Fedakârlık, bir yurtta görev yapan müdür ve yardımcısının başından geçen olayların anlatıldığı, gerçek olaylardan esinlenerek yazılmış tiyatro eseridir. Oyunun içeriği adına fikir vermesi açısından iki repliği sunmak isteriz;
“Köy yerinde yaşayıp lise okumak herkesin harcı değil. Hali vakti yerinde olanlar çocuklarını şehre gönderip kurtarıyor. Ben bunların hiçbirini yapamam. Oğluma sahip çıkmalısınız. Al yurda kardeşim şu masumu, kurtar onu! Allah hakkı için, Peygamber hakkı için al!..”
“Öğrenciler ekmek bekliyor. Neydi bizim kararımız? Işığı yanan ilk evin kapısını çalıp derdimizi anlatacağız. Hem sonunu takdir edecek biz değiliz. Mademki zorluk bu kadar müthiş, mademki Hak yol üzereyiz, o halde durmayacağız. Çıkaracağız Yusuf’ları kuyudan…”
“GEL YUSUF'UM GEL… KUYUDAN ÇIKMA VAKTİ…”