"Dünya ise; bütün şa'şaasıyla ahirete nispeten bir zindan hükmündedir.." BEDİÜZZAMAN

31 Mart 2012 Cumartesi

BEBEKLE UÇAK YOLCULUĞU..

Bir süredir buralarda yokum.. İstanbulda annemlerin yanındaydım.. Ordayken bloglardan epey uzak kaldım.. Evde internet olmadığı için pek bakma fırsatım olmadı.. Perşembe gününden beri de evle ilgiil işlerle uğraştığım için pc başına geçmeye ancak vakit buldum.. Bu arada bloğuma dahil olan izleyicileri görünce çok mutlu oldum.. Fırsat buldukça ben de kendilerini ve birçok yeni bloğu keşfe çıkmayı düşünüyorum..:)
Gelelim bizim minikle olan uçak yolculuğumuza... Son gelişimizle beraber oğlumla yaptığım 4. uçak yolculuğu oldu.. Ama bu sonuncusu bana uzun bir süre yeter diye düşünüyorum.. Hatta bir dahaki İstanbul gidişi için eşimi arabayla gitmeye ikna etme çalışmalarım bile başladı.. Oysaki 3 yıldır belki 25-30 kez İstanbula gidip geldiğim halde asla karayolunu kullanmayı düşünmemiştim.. Düşünün artık nasıl bir yolculuk yaptım.. Bebekle onca yolu gitmeyi göze alabiliyorum..:) Uçağımız Perşembe 15.30daydı.. Ben annem veya kayınvalidem yanımda olmadan minikle ilk kez yolculuk yapacağım için zaten biraz stresliydim. Zira İstanbula gidişte de son 40 dakikakayı ağlaya zırlaya etraftakilerin offf puff sesleri arasında geçirdiğimiz için gözüm epey korkuyordu.. En büyük korkum da uçağın rötar yapmasıydı.. Havaalanına gidince uçağın 20 dak. gecikmeli olduğu anonsu yapılınca şükür dedim kısa bir süre kolay geçer inşallah.., Dedikleri gibi de az bir gecikmeyle uçağa almaya başladılar.. Zaten miniğin de feryatları burda başladı.. Uçağın merdivenlerinden kalabalığı yararak çıkmaya çalışırken ciyak ciyak bağrıyordu..:( Sonrasında koltuğumuza oturduk ağlamalar hala ve dozunu arttıtırarak devam ediyor.. Kemerlerimizi de bağlattılar doğru dürüst hareket edemiyoruz.. Sonra baktım duracak gibi değil kemeri çözüp emzirmeyi denedim ama nafile.. Ne yapsam sakinleşmiyor.. İkimizde kan ter içinde kaldık.. Bu arada pilot 45 dk kadar sonra kalkacağımızı anons etti.. Dedim şimdi yandık... Ben 1 saat 45 dakika nasıl geçecek diye düşünürken ilave bir 45 dakika daha.. Neyse miniği kaptığım gibi en öndeki koltuklara geçtim.. Şükür sağlı sollu ön taraflar hep boştu.. Burda daha rahat hareket edebildiğimiz için emzirmek de daha kolay oldu ve minik de uykuya daldı. Uçak kalktı kalkacak derken bir 45- 50 dak. daha gecikme olduğunu anons ettiler.. Atatürk Havalimanında 2 pistte çalışma olduğu için iniş ve kalkışlar tek 1 pistten yapılıyormuş bu sebeple feci bir yoğunluk oluşmuş.. Velhasıl uçak 18.00 gibi kalktı.. Tabi minik daha kalkmadan uyanmıştı.. Çok şükür karnı doyduğu ve biraz uykusunu aldığı için bundan sonra hafif mızıklanmalarla atlattık.. Uçak yolculuğundan sonra evimize ulaşmak için 1.5 saat kadar da arabayla gitmemiz gerektiği için eve geldiğimizde pilim bitmişti.. Uzun bir süre yorgunluğumu atamadım.. İnşallah bundan sonra eşim yanımda olmadan yolculuk yapmak zorunda kalmam.. Yine de buna şükür tabiki.. Rabbim büyük sıkıntılardan korusun hepimizi..
Sevgi ve dua ile..

7 Mart 2012 Çarşamba

ANNEANNESİNDEN MİNİĞE ÖRGÜLER









Anneannemizin kıymetlisi minik torununa ördüğü güzellikler.. İyi günlerde kullanmak nasip olur inşallah.. Ellerin dert görmesin annecim.. :)

Bu arada minik dün aşı oldu.. Keyfi yok..:( Uykuya zor dalıyor, uyanırken ağlıyor... İnşallah çok sürmez.. Buna şükür.. Rabbim başka sıkıntılardan korusun.. Amin..

6 Mart 2012 Salı

SUSAMLI TUZLU KURABİYE


Cumartesi akşamı gelen misafirimiz için çayın yanına hazırladım bu kurabiyeleri.. İyi ki yapmışım.. Eşim de çok sevdi.. Yemek konusunda biraz seçici olduğu için, yaptığım şeyleri onun beğenmesi daha da bir hoşuma gidiyor..:)

Malzemeler:
1 yumurta (akından az bir miktar ayrılacak)                
125 g oda sıcaklığında tereyağ                                
Yarım çay bardağı sıvıyağ                                          
Yarım çay bardağı yoğurt                                         
Tuz, şeker  (göz kararı)                                         
Yarım paket kabartma tozu                               
Alabildiği kadar un

Ben kabartma tozu olarak resimde görmüş olduğunuz Dr. Oetker'in çeşnili kabartma tozunu kullandım. Çok hoş bir lezzet katıyor.. Malzemeleri karıştırıp ele yapışmayan yumuşak kıvamda bir hamur hazırlıyoruz. Şekil verip yumurtanın akına ve susama batırdıktan sonra yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine koyup, önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında üzerleri hafif kızarana kadar pişiriyoruz.. Fırından gelen mis koku eşliğinde kurabiyelerimiz kısa bir süre içinde hazır oluyor.. Yanında mutlaka çay..:) Afiyet olsun...


4 Mart 2012 Pazar

MİNİĞİMDEN NOTLAR...


-Her ne şekilde örtersem örteyim ellerini ayaklarını bir şekilde dışarı çıkarmayı başarıyor..:)
-Yatarken kollara biraz destek verirsek  kendini kaldırabiliyor..
-Memeyle kavga dönemimiz başladı...:( Özellikle gündüzleri emerken birden bire çığlık çığlığa ağlamaya başlıyor.. Çalışmaya başlamamla bir alakası var mı bilmiyorum ama kısa sürmesini umut ediyorum..
-Dün 4. ayımızı doldurduk.. Göz rengimiz hala aynı.. Kesinlikle değişir diyenlere duyrulur..:) Hayırlısı bakalım..
-Bir süredir sesli sesli gülmeye başladı.. İnsanın yiyesi geliyor..:)
-Küçük kalan kıyafetlerimiz şimdiden birkaç büyük poşetle kaldırıldı.. Sanırım daha az kıyafet almalıyım.. Gerçekten çok çabuk büyüyorlar..
-Salıncağında artık çok daha keyifli.. Tepesinden sarkan oyuncağa bakıp ağzını şapırdatması hepimizi koparıyor..:):)
-Uzun süreden beri ağzının suyu akıyor. Son zamanlarda da eller ağızdan pek çıkmıyor.. Dişlerimiz erken mi çıkacak acaba?
-Artık geceleri uyandığında pek yatırdığım pozisyonda bulamıyorum.. Genellikle kafa bir tarafta bacaklar başka bir tarafta çapraz olarak yatıyor..:)
-Saçlar iyice uzadı, kulaklarından aşağı iniyor.. Babamız kestirelim diyor ama direnmeye devam ediyoruz..:)
-Artık tulum yerine daha çok alt üst takımlar giydiriyoruz.. Minik adam olduk ya..:)
-Gün geçtikçe daha da mı tatlılaşıyor ne? Çoğu insanın bildiği bir söz vardır ya hani.. "Kirpi bile yavrusunu pamuğum diye severmiş.." :) Bizimki o hesap..:)
Sevgi ve dua ile..