"Dünya ise; bütün şa'şaasıyla ahirete nispeten bir zindan hükmündedir.." BEDİÜZZAMAN

22 Ocak 2011 Cumartesi

DEĞİŞMEZ VE DEĞİŞTİRİLEMEZ GERÇEK: ÖLÜM....

     "Ölüm güzel şey budur perde ardından haber
        Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?"
                                                                   (N. Fazıl Kısakürek)
Kaçınılmaz son..
Çoğu zaman konuşulmak istenmeyen...
 Hatta düşünülmek de..
Hepimiz için mutlak olsa da kabullenmek istemediğimiz..
Yanımıza yaklaştıramadığımız..
Gencine de yaşlısına da yakıştıramadığımız..
Yakınımıza vardığında çok etkilendiğimiz ama çabuk unuttuğumuz...
Başımıza geleceğini her an bildiğimiz ama sanki hiç gelmeyecekmiş gibi yaşadığımız.. ÖLÜM işte...
İstesek de istemesek de, kabullensek de kabullenemesek de kesin olan şu ki her nefis bunu tadacak..
Ayet-i kerime ile sabit..
Bana bunları yazdıran eşimin bir akrabasının ölümüne yakinen şahitliğim..
Yaşı ne olursa olsun ruhu ayrılmış bir bedenden ne kadar etkilendiğimi farkettim.. Ölümün sıcaklığını ensemde hissettim..
Nasıl oluyor da herşeye rağmen hayata bu denli sarıldığımıza birkez daha hayret ettim... 
Nasıl yaşıyorsak öyle öleceğimiz ve O'ndan geldik ve dönüşümüz yine O'na olacak hakikatlerine bir kez daha iman ettim...
Dua ile..

17 Ocak 2011 Pazartesi

TAVUKLU SALATA

Salata türlerinin hepsini çok seviyorum. Hem lezzetli, hem hafif ve hem de -her zaman vurguladığım gibi- pratik..:) Bu salatayı da doğaçlama olarak evdeki malzemelerle yaptım ve sonucundan memnun kaldım(k).. Haşlanmış tavuk etini ince ince didip içine bol maydanoz, sivri biber, havuç, mısır ve morlahana ilave ettim. 1 diş sarımsak,tuz, az zeytinyağı ve mayonezle karıştırdığım yoğurdu üzerine ekledim. Bana göre yoğurtlu salataların püf noktası yoğurt miktarını ayarlamak. Yoğurt az olunca kuru oluyor ve salatının lezzetini azaltıyor.. Buna dikkat edince sanırım güzel olmaması için bir sebep yok..:) Kısa vakitte lezzetli bişeyler hazırlamak isteyenler için bir fikir oluşturması temennilerimle...:) Sevgiler...

15 Ocak 2011 Cumartesi

HÜR ADAM

Geçtiğimiz hafta bugün izledim Hür Adam'ı.. Çok büyük bir heyecanla bekliyordum vizyona girmesini bu sebeple hemen izlemek istedim. Bunun yanı sıra başkaları tarafından birşeyler duymadan izlemiş olmaktan da son derece memnunum. Öncelikle filmi çok ama çok beğenmiş olduğumu belirtmek istiyorum. Herkesin şahsına özel değişik fikirleri olabilir muhakkak. Ama bu filmi izleyen insanların bazı hassasiyetlerinin olduğunu düşünerek şunu söylemek istiyorum: eleştiri yaparken film için emek harcayanların ve eleştirilerden olumsuz etkilenebilecek insanların olduğunu gözardı etmemek gerekiyor. Bediüzzaman'ın hayatını ve davasını anlatan böyle bir film çekilmiş olabilmesi gerçekten çok sevindirici. İnşallah bu film birşeylerin başlangıcı olur. Bundan sonra ülkemizde bazı şeyler çekinmeden konuşulur, anlatılır.. Filmle ilgili bazı köşe yazılarını takip etmeye çalıştım. Özellikle Hüseyin Gülerce'nin bu yazısı bakış açımı büyük ölçüde yansıtıyordu.
Üstad'ın hayatını defalarca okumama ve çektiği daha feci işkenceleri bilmeme rağmen bunları beyazperdede izlemek yüreğimi çok acıttı. Bir de kitaplarda çok da hissedemediğim birşeyi farkettim. Üstad'ın bu derece yalnız bırakıldığını hiç düşünmemiştim. Yalnızlık Allah'a mahsus derler ya.. Zaten normal zaman ve zeminde de kabullenemediğim bu duyguyu Üstad'ın çok ama çok zor şartlarda yaşamış olması beni derinden etkiledi .. Belki de gözyaşlarımın en önemli sebebi buydu....
Başta da belirttiğim gibi herkesin farklı düşünceleri olabilir filmle ilgili.. Yazdıklarım benim bakış açımdan ve  bazı yaşanmışlıklardan.. Sonuç olarak bu film -zaten hayranı olduğum- bir dava adamını ve davasını daha da çok özümsememi sağladı diyebilirim. Umarım pek çok hayırlı şeye vesile olur.. Allah herkesten ebeden razı olsun!...

3 Ocak 2011 Pazartesi

MERAKLA BEKLİYORUM..


Bediüzzaman'ın (ra) hayatını anlatan pek çok kitap okudum liseden beri. Çağımızın en büyük alimlerinden biri şüphesiz. Malesef yeterince tanınmadığını düşünüyorum. Kendisi çeşitli sebeplerden ötürü zatının nazara verilmesinden hiç hoşnut olmazmış. Bunun için mezar yeri bile -hikmet-i ilahi- gizli kalmış. Ama eserlerinin yanında hayatını ve yaşadıklarını da öğrenmek insana çok şey katıyor. Ondan dolayı filmi büyük bir merakla bekliyorum. Gazetede okuduğum kadarıyla Üstad'ın talebelerinden tam not almış film. İnşallah izlemek nasip olur. 7 Ocak Cuma günü ülkemizde 13 Ocak Pazar günü ise 8 Avrupa ülkesinde vizyona giriyor. İnşaallah ülkemizde ve dünyada Bediüzzaman'ın tanınmasına ve daha da önemlisi hayatını adadığı davanın anlaşılmasına vesile olur bu film... Selametle..

2 Ocak 2011 Pazar

BİR ÇİĞKÖFTE CANAVARI OLARAK BEN...:)


Hafta sonu eşim ne yiyelim dediği zaman aklıma gelen şey genellikle hep aynı oluyor.. Çiğ köfteeee...... Ben bulgurla yapılan hemen herşeyi çok seviyorum. Ama eşim öyle değil.. Ben de ikimizin de ortak tutkusu olan çiğköfteyi tercih ediyorum çoğu zaman.. Daha önce burada etsiz çiğköfte ve yapımı ile ilgili bilgiler paylaşmıştım. Bu seferki eşimin daha çok sevdiği etli olandan. Önceleri eşim yoğuruyordu ama artık ben devraldım. Etsizi yoğurabildiğimi görünce bunu da yapabilirim diye düşündüm. Sonuç iyi olunca eşim de bu işe çok sevindi..:) Benim için ise sorun yok.. Sevdiğim şeyleri yapmak bana pek zor gelmiyor..
Eşim ilk zamanlar gerçekten çok şaşırıyordu. Evlenmeden önce ayda en fazla 1 kez çiğköfte yerlermiş. Ben ise uzun süre ayırabileceğim yemek yapımlarında genellikle çiğköfteyi tercih ediyorum. Bu da aşağı yukarı her haftasonuna tekabül ediyor:) Düşünün kendisi doğu kökenli benim ise uzaktan yakından alakam yok(tu). İşte bu yemek meselesinin memleketle ilgisinin olmadığını düşünüyorum. Damak tadım güneydoğu mutfağına gerçekten çok uyuyor. Onun için buraya gelince hiç zorlandım. Bilakis  yapılan tüm yemekleri bayıla bayıla yiyorum:)
Resimler geçen hafta yoğurduğum çiğköfteye ait. Çiğköfte yanında yapılan bol salata, her nevi yeşillik, ayran ve ev yapımı ince yufka ekmeğiyle harika oluyor. Çiğköftenin yörelere göre değişen pek çok tarifi var. Buralarda yapılana çok fazla et konmuyor. Etin özelliği de hiç yağ içermemesi.. Geri kalanı da biraz sabır istiyor. Yaklaşık bir saat kadar yoğurmak gerekiyor. Tabiki malzemenin miktarına ve yoğuran kişinin maharetine göre değişebilir. Ben iki kişilik yaptığım için yoğurmak çok da uzun sürmüyor. Ama ben yoğurmakla uğraşamam diyenler için makinası da mevcut:) Ben burada Suriye'den gelen makinaları gördüm onun için markasını bilmiyorum. Ama muhakkak Türk markalarında da vardır. Zaten çok kompleks bir makina değil. Bir çeşit kıyma makinası gibi.. Onunla da yapmak gayet pratik oluyor..
Çiğ köftenin tarifine gelince burada etsiz olanı anlatmıştım. Hemen hemen herşeyiyle aynı buna sadece iyi çekilmiş yağsız et ilave ediliyor. Ayrıntılı tarif isteyen olursa anlatabilirim.. Herkese sevgiler ve iyi haftalar...